Hallstatt’ı
ilk ‘Dünyada görülmesi gereken 100 yer’ içinde farkettiğimde buraya mutlaka
gitmeliyim demiştim. Daha sonra ‘Avrupa’nın en güzel 10 köyü’ içinde çıktı
karşıma. Birbirinden güzel fotoğraflarını incelediğimde önce karlar altında en güzel
olanı demiştim. Yeni bir yıla girmek için muhtesem bir lokasyondu. Fotoğraflara
baktıkça baharda da kimbilir ne kadar güzel olur diye düşünürken geçen sonbaharda kendimi orada buldum.
Bizim 3 günlük Salzburg gezimizin ilk durağı oldu
Hallstatt.
Arabaya binip navigasyonumuzu açtıktan kısa bir süre sonra kendimizi görsel bir şölenin içinde bulduk. Dağların eteklerinde süzülürken karşımızda ve yol kenarlarında sarıya kızıla boyanmış ağaçların yemyeşil kırların tablo gibi Avusturya köylerinin arasından ilerliyorduk. Hafızamıza kazımaya calıstığımız bu kareleri zaman zaman durup fotoğraflerken sanki doğa bizi Hallstatt’a hazırlıyordu. 1.5 saat süren yolculuğumuzda nefes kesen bir manzara karşısında hepimiz yolun ortasında kendimizi arabadan dışarıya attık. Karşımızda Hallstatt gölü bir yağlı boya tabloymuscasına sarının kızılın yeşilin mavinin tonlarında dağlardaki ağacların renklerinin göle yansımasıyla durgun dingin ve sessiz öylece karşımızda duruyordu.
Karşımıza
çıkan tünelden geçtiğimizde kendimizi Hallstatt’in içinde buluyorduk.
Arabalardan
inip gölün kıyısına vardığımızda hepimiz büyülenmiştik. Bu tablonun içinde bir
rüyadaydık sanki. Puslu dağları sarmalayan rengarenk ağacların eteklerinde
uzanan Hallstatt bizi kucakliyordu.
Hani bazi
anlar yada yerler vardir anlatılmaz yaşanır. İste Hallstatt öyle yerlerden
biri. Fotoğraflarından çok daha büyüleyici .
Hiç vakit kaybetmeyin
hemen gidin derim. Öyle uzun boylu tatil programı yapmaya da gerek yok. Bir kaç
günlük kısa bir tatil sadece orayi bile görmeye değer.
Avusturya
Salzkammergut Göller Bölgesi’nde Salzburg ve Graz şehirleri arasında yer alan
Hallstatt’a Viyana dan trenlede ulaşmanız mümkün.
Hep diyorum
yine tekrarliyorum, öyle 1.5 saatte
gezilebilecek bir yer miş diyip görmüş olmak için gitmeyin, gidin ve yaşayın..
Bölgede
neredeyse her evde yatak+kahvaltı veriliyor. Özellikle göl manzarasını gören
tepe bir evi tercih ederseniz güneşin doğuşu ve batışı esnasindaki o muhteşem manzarayı kaçırmamış
olursunuz.
Gölün
sakinliğine tezat heybetli dağlarıyla Hallstatt nefes kesen manzarasıyla
Avrupa’nın en
eski yerleşim yerlerinden biri olmakla beraber UNESCO mirası listesinde yer alıyor.
Hallstatt’a
ayrıca Kültür Mirası Müzesi görülmesi gereken yerlerden biri. Hallstatt’ın 7000
yıllık tarihini sergileyen müzede bölgeyle ilgili geniş bilgi edinebilirsiniz
Hallstatt,
dünyanın ilk tuz madenine de ev sahipliği yapmakta, dilerseniz burayı da görün
derim.